PEPTİK ÜLSER

Peptik ülser sık karşılaşılan bir sindirim sistemi hastalığıdır. Günümüzde ortaya çıkış mekanizmalarının önemli oranda aydınlatılması, korunma ve etkili tedavi yöntemlerinin bulunması sayesinde hastalığı tamamen iyileştirmek mümkün hale geldi. Yararlı olacağını düşündüğümüz yazıda, peptik ülser konusunda hastaların en sık sorduğu sorulardan yola çıkarak ve bu sorulara modern tıp bilgisine dayanarak yanıtlar vererek sizleri bu hastalık konusunda bilgilendirmeyi amaçladık. Tıpta hastalık tedavisinde bireysel yaklaşım esas olduğundan, yazıdaki bilgilerin doktorunuzun önerilerinin yerine geçemeyeceği unutulmamalıdır.


Peptik ülser ne gibi şikayet ve komplikasyonlara yol açar?

Peptik ülser, sıklıkla karnın üst kısmında olan ve sırta doğru yayılabilen bir ağrı oluşturur. Ağrı yanma tarzında ya da batıcı karakterde olabilir, bazen yemeklerden sonra ya da kusma sonrasında hafifleyebilir. Ağrı nedeniyle hasta bazen uykudan bile uyanabilir. Şikayetler genellikle mide asidini giderici (antasit) ilaçlarla hafifler ya da geçer. Aspirin ve bazı tip ağrı kesicilerin kullanımı sırasında oluşan peptik ülserler ağrı oluşturmayabilir ve kendisini ilk olarak kanama şikayetiyle belli edebilir. Peptik ülserler kanamaya yol açabilir. Her zaman eşlik eden ağrı şikayeti olmaz. Bu durumda kanamaya bağlı şikayetler görülür. Bunlardan biri kanlı kusmadır. Kanlı kusma her zaman kırmızı renkte olmaz, mide içindeki asidin etkisiyle kan renk değiştirir ve kusmuk içine adeta kahve telvesi karışmış gibi bir görünüm oluşturabilir. Bazen kanama kendisini kusma olmadan sadece dışkı renginde ve kıvamında katran benzeri bir değişiklik oluşturarak gösterir. Eğer kanama miktarı çok ise kırmızı kanla karışık dışkı oluşabilir. Hızlı ve yarım litreyi geçen kanamalarda baş dönmesi, göz kararması, çarpıntı ve fenalık hissi oluşabilir. Peptik ülser kanamaları bazen “gizli kanama” şeklinde olur kendisini kansızlığa bağlı halsizlik ve soluklukla da belli edebilir. Peptik ülser, kanama olmaksızın midenin delinmesine de yol açabilir. Bu durumda mide içeriği karın boşluğuna geçerek tehlikeli bir durum oluşturabilir.


Peptik ülser nasıl oluşur?

Mideden salgılanan asidin, mide ve on iki parmak bağırsakta (duodenum) yarattığı hasarla peptik ülser oluşur. Genellikle on iki parmak bağırsağın mideyle birleştiği kısımda (bulbus) oluşur. Oluşan bu on iki parmak bağırsak ülserleri ile sadece midede yaşayan ve Helicobacter pylori olarak adlandırılan bakteri arasında bir bağlantı vardır. Bu bakteri ülser oluşturmaz, fakat ülser oluşumuna yardımcı olur. Yani bu bakterinin olması mutlaka ülser gelişeceği anlamına gelmez. Ancak bulbus’ta ülseri olan bir hastada bu bakterinin antibiyotiklerle yok edilmesi, ülserin daha sonraki yıllarda tekrar etmesini engeller. Eğer bu bakteri yok edilmezsa peptik ülser tekrar nüks eder. Peptik ülser oluşumundaki diğer önemli etkenler, özellikle bazı romatizmal hastalıklarda ya da genel amaçlı ağrı kesici olarak kullanılan aspirin ve bazı ilaçlardır. Bu tip ilaçlar güçlü etkili ağrı kesiciler oldukları için toplumda çoğunlukla gereksiz ve çok sık kullanılır. Bu tip ilaçlara bağlı ülserler genellikle midede oluşur. Burada ülser oluşmasındaki mekanizma, bu ilaçların midenin aside karşı korunmasını sağlayan savunma sistemlerine zarar vermesinden oluşur. Bunun sonucunda aside karşı savunmasız kalan midede ülserler oluşur. Bu ülserler ağrı oluşturmayabilir ve kendilerini kanama şikayetleriyle gösterebilir.


Peptik ülser tanısı nasıl konulur?

Peptik ülser tanısı genellikle şikayetlerin özellikleriyle konulur. Hastalığın kesin tanısı ise endoskopi ile konulur. Özellikle peptik ülser için tipik olmayan kilo kaybı, kusma ve kolay doyma gibi şikayetler görülür. Hastanın yaşı uygunsa endoskopik değerlendirme muhakkak yapılmalıdır. Çünkü bunlar daha tehlikeli hastalıkların habercisi olabilir. Bu tanı yöntemiyle ülserin olup olmadığı, ülserin yeri, kanama tehlikesi olup olmadığı anlaşılır. Kanamakta olan ülser de endoskopik yöntemlerle genellikle ameliyata gerek kalmadan tedavi edilebilir. Endoskopik değerlendirmenin sağladığı bir diğer imkan da, eğer mide ülseri saptanır ise altta yatan bir kanser olup olmadığını anlamak için biopsi alınabilmesidir. Kanama şikayetiyle baş vuran hastada endoskopik değerlendirme sonunda yeniden kanama riski taşımayan bir ülser saptanmış ise hastanın erkenden taburcu edilme imkanı vardır. Bir diğer tanı yöntemi mide ve on iki parmak bağırsağın röntgen filmini çekmektir. Burada hastaya özel bir madde içirildikten sonra bir dizi röntgen filmi alınır. Bu yöntemle hastalıkları teşhis etme oranı endoskopi yöntemine göre daha düşüktür. Ayrıca bu yöntemde biyopsi alma şansı yoktur.
Bu nedenlerle peptik ülser tanısında ve kanamalarında önerilen tanı yöntemi üst sindirim sisteminin endoskopik değerlendirmesidir.


Peptik ülser tehlikeli bir hastalığın habercisi olabilir mi?

Mide kanserinin görülme oranı belirli yaştan sonra yüksektir. Bu nedenle ağrı ve yanma gibi peptik ülser için tipik şikayetlerde bile endoskopik değerlendirme gereklidir. Duodenum peptik ülserlerinde kanser riski azdır. Ancak mide ülserlerinin kansere bağlı ülserler olma olasılığı vardır.


Endoskopi nasıl bir işlemdir?

Endoskopi işlemi, ucunda görüntüleme sistemi olan esnek bir tüp şeklindeki aletle vücudun dışarıdan görünmeyen yerlerini görme işlemidir. Tıpta çeşitli uygulamaları vardır. Peptik ülser tanısını koymak için üst sindirim sisteminin endoskopisi uygulanır. Bu işlemle yemek borusu, mide ve ince bağırsağın başlangıç kısmı görülür. Endoskopi sırasında gerekir ise doku örnekleri alınabilir. Bu yöntemle üst sindirim sistemindeki gözle görülebilecek anormallikler genellikle her zaman yakalanır.


Peptik ülserin tedavisi nasıldır?

Peptik ülser hastalığının oluşumunda, Helicobacter pylori bakterisinin etkili olduğu anlaşıldıktan sonra hastalığın tedavi yaklaşımında bir devrim gerçekleşti. Artık peptik ülser hastalarının çok büyük bir oranı, asit salgısını engelleyen ilaçların kullanılması ve bu mikrobun antibiyotiklerle mideden yok edilmesiyle tamamen iyileştirilebiliyor. Helicobacter pylori bakterisinin yok edilmesi için genellikle bir asit salgısını engelleyen ilaçla iki antibiyotik bir süre birlikte kullanılır. Ancak tedavi konusunda mutlaka bir doktora başvurulmalı ve onun önerileri doğrultusunda hareket edilmelidir. Sigara kullanımının peptik ülser iyileşmesini geciktirdiği bilinir. Bu nedenle hastalara sigara içmemesi önerilir.


Ameliyat gerekir mi?

Günümüzde etkili ilaç tedavilerinin bulunmasından dolayı peptik ülser nedeniyle ameliyat olmak çok az rastlanan bir durum haline geldi. Artık ameliyatlar yalnızca kanama ve midenin delinmesi gibi komplikasyon durumlarında söz konusu oluyor. Ayrıca kanayan peptik ülserlerin büyük bir kısmı da endoskopik olarak tedavi edilebiliyor. Ama seyrek bile olsa inatçı, tekrarlayan ve mide boşalmasına engel olabilen mide çıkışı daralmaları oluşturan peptik ülserler olabilir ve bunlarda cerrahi tedavi tek seçenek olarak kalabilir.


Asetilsalisilik asit (ASA)  ve benzeri ilaçların kullanımının gerekli olması durumunda ne yapılmalıdır?

Kalp damar hastalığı olan ya da beyin damarlarında tıkanıklığı ve buna bağlı bazı nörolojik sorunları olan hastalarda, bu hastalıkların daha da ilerlemesini engellemek amacıyla asetilsalisilik asit kullanımı çok sık uygulanan tedavi yöntemidir. Eğer bu hastalarda peptik ülser gelişmiş ise yapılacak ilk şey kesilebiliyor ise bu ilaçları kesmektir. Ancak hastaların çoğunda asetilsalisilik asit tedavisi kesilemez. Bu durumda peptik ülser tedavisinde kullanılan asit salgısını engelleyen ilaç asetilsalisilik asit zararlarından korumak için sürekli kullanılmalıdır. Ancak aspirin ya da benzeri ilacı alırken peptik ülser kanaması oluşur ise bu ilaçlar mutlaka kesilmelidir. Genel amaçlı ağrı kesici olarak asetilsalisilik asit gibi ilaçlar yerine mideye zarar vermeyecek ilaçların kullanılması uygundur. Ancak tüm bu ilaçların ne durumda ve nasıl kullanılacağına, hastanın durumunu genel olarak değerlendirerek doktorlar karar vermelidir.


Acil durumlar

Kanlı kusma, dışkı renginde ve kıvamında katran benzeri değişiklikler ve kanlı dışkı peptik ülser kanamasına bağlı olabilir. Bu duruma genellikle çarpıntı, baş dönmesi, halsizlik ve fenalık hissi eşlik eder. Şiddetli karın ağrısı ve genel durumda kötüleşme de komplikasyonun habercisi olabilir. Bu gibi durumlarda en kısa zamanda, en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. 


Genel uyarılar

Peptik ülser sık rastlanan bir hastalıktır. Tipik olarak karnın üst kısmında ve genellikle ortada hissedilen ağrıya yol açar. Ağrı sıklıkla sırta yayılır ve geceleri uyandırır. Günümüzde hastalığın çok etkin tanı ve tedavi metotları geliştirildi. Ülserin kesin tanısı endoskopik incelemeyle koyulur.

Peptik ülser nedeniyle sindirim sistemi kanamaları oluşabilir. Genellikle çok etkili endoskopik tedavi yöntemleri olduğu için çoğunlukla cerrahi tedavi gerekmez. Asetilsalisilik asit ve benzeri ilaçları kullanan hastaların ve yakınlarının, peptik ülser, özellikle sindirim sistemi kanamaları ve olabilecek diğer komplikasyonlara hazırlıklı olmaları gereklidir.

Hastayı takip eden doktorla görüşülmeden ilaç tedavisinin kesilmemesi, ilacın dozunun değiştirilmemesi ve başka bir ilaca geçilmemesi gerekir.

 

Mesajlar (0)

500 karakter yazabilirsiniz

Cancel or